Yabancı - Albert Camus
03.05.2017 | Nesrin Ergün
Kendisine yabancı, çevresine yabancı, annesine yabancı, hayata karşı yabancı ama bir o kadar da içinde her şeyin ; aslında biraz romanın kahramanı olan Meursault için uygun olabilir bu yazdıklarımız. İnsanların koyduğu kurallarla, ahlak ile, bağ ile arası olmayan, kavramlarla, isimlendirmelerle arası barışamamış biri o, çoğu insanın düz bir adam o diye tabir ettiği biri belki de. Herkesin her şeye çok fazla değer atfettiği, hayatı çok fazla ciddiye aldığı ve her şeyden anlam çıkarmaya çalıştığı bir yerde bütün her şeyi bir kenara bırakıp olanları olmuyormuş gibi göstermeyi başaran bir kitap Yabancı.
Albert Camus hayat ile insan ile nasıl başa çıkması gerektiğini o kadar iyi biliyor ki veya bilmese bile o kadar iyi işin içinden çıkıyor ve içten içe alay ediyor ki tüm bu olanlara yazdıklarına hayran kalmaktan ve durup okumaktan başka bir şey gelmiyor insanın elinden. Belki durup basitleştirmek gerekiyor romanın kahramanı Meursault gibi " herkes bilir ki hayat, yaşanmak zahmetine değmeyen bir şeydir" demesini bilmeli belki de. Kitap öyle güzel başlıyor ki bilmiyorum diyor ama bilinmezlik bizler tarafından toplum tarafından kabul görmeyen bir kalıp bunu düşünmüyor Meursault. Bilmiyor, aldırmıyor, kabulleniyor belki de inanın ben de bilmiyorum tam olarak ne düşünüyor.
Hepimiz yabancı hissederiz belki de yaşadığımız yere ama bunu sesli bir şekilde söyleyemeyiz çünkü hoşa gitmez bu romanda da var sanırım bu kadar yabancının ciddi tavırları arasında ciddi olamamak. Yabancı benim için sorgulatıcı cümleleri ve düşündürücü paragrafları ile Camus kitapları arasında okunması gereken ilk kitap diyebilirim.
Keyifli okumalar :)