top of page

En Spontanından Köln Gezisi

23.01.2017 | Gonca Kaya

Köln gezim kesinlikle planladığım bir gezi değildi. Hali hazırda Almanya’daydım. Hiç plan yapmadan günü birlik gidiverdik. Almanya’nın başka bir şehri olan Essen’den trenle gittik. Çok uzun sürdüğünü söyleyemem yalnız birkaç tane tren var onları iyi bilmelisiniz aksi takdirde karıştırabilirsiniz.

Köln Almanya’nın en büyük 4. şehri ve çokta turistik bir yer.  Bunu adımınızı attığınız ilk andan itibaren anlayabiliyorsunuz özellikle benim gibi trenle seyahat sonrasında Köln’e ayakbastıysanız. Aslında böyle hissetmemin en büyük sebebi istasyondan çıkar çıkmaz; kentin en gösterişli inşası olan yaklaşık 650 yılda tamamlanmış UNESCO Kültür Mirası listesinde de yer alan çift kuleli Köln Katedrali.

Katedral 157 metreyi bulan yüksekliği ve büyüleyici mimarisiyle görenleri kendisine hayran bırakıyor. Hatta biz Turist merkezine bile uğramadan direkt Katedrale doğru yöneldik. İçi de dışı kadar görkemli olan katedralde; yakılan bir sürü mum hemen gözümüze çarpıveriyor. Çoğu kişi bu eylemi saçma bulabilir ancak bence güzel bir eylem hem kiliseye yardım ediyorsunuz hem de gerçekleşmesini istediğiniz hayaliniz için evrene bir enerji gönderiyorsunuz.  Tabi kimse sizi zorlamıyor tamamen isteğe bağlı. :) Bolca resim çekildikten sonra Katedralle vedalaşıyoruz ve Turist merkezine (Köln Tourismus) gidiyoruz. Burda Köln’le ilgili bulabileceğiniz tüm hediyelik eşyalar mevcut. Tabi bizde cazibelerine dayanamayıp, gezimiz boyunca bize fazla yük yapmayacak küçük hediyelik eşyalardan alıyoruz. Bir de harita aldık, en güzeli de görevli bize haritayı satarken birçok bilgi verdi. Mesela Katedralin en tepesine çıkmanız için 500 küsür merdiven çıkmanız gerekiyormuş. Bizim vaktimiz kısıtlı olduğu için tercih etmedik eminim harika bir manzara vardır. Biz onun yerine görevlinin bizi yönlendirmesiyle Hohenzollern  Brücke yani Hohenzollern köprüsü’nün  diğer tarafında bulunan Triangle adlı binaya gittik. Belli bir ücret karşılığında asansörle binanın en üst katındaki seyir terasından güzel Köln’ü kuş bakışı görebiliyorsunuz.  Vakti olamayan ve kendinde merdiven çıkacak enerjiyi bulamayanlar için iyi bir seçenek.

Hohenzollern  köprüsünden de bahsetmeden olmaz. Köprü Köln’ü boydan boya geçen Ren Nehri’nin üzerinde bulunuyor. Köprünün üzerinden tren de geçiyor. Yürüyerek de köprüyü geçebiliyorsunuz. Köprü tam bir görsel şölen bir sürü kilit takılı köprüde, biz kilit takıp dilek dileyenlerden değildik ancak bu güzel cıvıl cıvıl manzarayı fotoğraflarla ölümsüzleştirdik.

Triangle’daki seyir keyfinden sonra planımız Çikolata müzesine gitmekti ancak biraz yorulduğumuz için soluğu hemen hemen her Avrupa şehrinde bulunan İstanbul’da da kısa süre önce açılan Hard Rock Cafe’de aldık. Kısa bir dinlenmenin ardından Çikolata müzesinden vazgeçip Köln sokaklarını turlamaya karar verdik. Son olaraktan belirlediğimiz dönüş saatine yakın, Ren nehri kıyısında bolca cafenin olduğu alana gittik. Normalde bilmediğim bir şehre gitmeden plan yapıp gezebildiğim kadar fazla yeri gezmek isterim. Ancak böylesine spontane bir gezi olunca daha fazla yer görmektense keyfini çıkararak gezmeyi tercih ettik. Haritamızla ve internetsiz akılı telefonlarımızla Köln sokaklarında ara ara yolu kaybederek son derece keyiflice gezimizi tamamladık.

Köln çok turistik ve canlı bir şehirdi. Hava açısından çok şanslıydık gün boyu hava sıcak ve güneşliydi bunu neden söylüyorum hemen cevaplayayım benim gözlemlediğim kadarıyla ve yaşayanların söylediğine göre Almanya’da havanın sağı solu pek belli olmuyor hele ki yazı geride bıraktıysanız. Siz siz olun gezi planı yapmadan hava durumunu mutlaka kontrol edin. Aslında düşündümde adam akıllı gezi planı yapsanız daha iyi olur :)

 

Keyifli geziler :)

bottom of page